İş yerleri ağlarını, cemaatimizi,
topluluğumuzu, adına ne derseniz deyin, kurarken şu ana kadar karşımıza çıkan
engellerin bir tasnifini yapmak gerek. Şunu belirtmek gerekir: Ağları inşa
görevine henüz sendikası olmayan, geliri çalışanların ortalamasının üstünde
olan beyaz yakalı iş yerlerinde başladığımız için anlatacağımız problemler
buralara özgü olabilir. Ama henüz oralarda etkimiz olamasa da, benzer
problemlerin mavi yakalı ya da karma iş yerlerinde de olduğunu biliyoruz.
İlk problem istikrar. Kurduğumuz
ağın, bir sinir sistemi gibi çalışması gerekiyor. Yani düzenli aralıklarla
ağımızın/cemaatimizin her bir bireyine ulaşmak. İş yaşamı zor. Molalarda ve
öğle yemeğinde yanyana geliyoruz. Bunlar dışında geceler ve hafta sonları
yanyana gelebiliriz. Oysa ağın kendi mantığı gereği gün içinde birbirimizle
haberleşecek yollar bulmak gerek. Yoksa olaylara, ağımız dışındakilerin
tartışmalarına sıcağı sıcağına müdahale etmek imkansız olur. Grev anında yerden
bitiveren kimlik solcularına benzeriz. Sonuçta, günlük olamasa bile her bir
bireyimize ulaşmak ve ondaki bilgileri moda deyimle “güncellemek” zorundayız.
Yoksa, bazı arkadaşlarımızın hayatın akışı içinde uzaklaşmaları an meselesi.