Uzunca bir süreden sonra
merhaba! Konumuz müdürler. Yani beyaz yakalıların “ustabaşıları”.
İyi müdür, kötü
müdür var mıdır? Tabi ki vardır. Hayatınızı kolaylaştıran
müdürler vardır, hayatınızı zindan eden müdürler vardır.
Eğer “iyi” sıfatını gündelik hayatımızda kullandığımız
gibi algılayacaksak. Çalıştığınız işyerinde hayatınızı
kolaylaştıran müdürler iyi müdür kategorisine girer. Her
çalışan bu ayrımı bilir.
Kötü müdürlerin çok
çeşidi vardır. Bazı müdürler “micro-management”
hastasıdırlar. Yani siz iş yaparken, bir şeyleri yetiştirmeye,
akşam zamanında çıkabilmek için asla bitmeyen işleri bitirmeye
çalışırken sizden saat başı hesap sorarlar. Akılları sıra
sizi sıkıştırarak daha hızlı iş çıkarmanızı sağlamaya
çalışırlar. Akılları sıra dedik ama, gerçekçi olmak
gerekirse gerçekten bu şekilde çok iş çıktığı da olur.
Kalite düşer, siz diğer işleri ağırdan yapmak için fırsat
kollarsınız, hayatınız zindan olur, ama önemli değil. Kendi
üstlerine işbilir edayla raporlar yazarlar. Raporlara yaptıkları
mobbing hakkında kendilerini öven küçük ayrıntılar koymayı
ihmal etmezler.
Bazıları açıklarınızı
kollarlar. Hababam Sınıfı'ndaki şu Kül Yutmaz hoca gibi, devamlı
sizin yapmadıklarınızı bulup çıkarır. Sizle köşe kapmaca
oynar. Saat 6'da mı çıkıyorsunuz? 5.50'de asla yanıt
veremeyeceğiniz sorularla tepenize dikilirler. Amaç tabi ki sizi
bir 2-3 saat daha orada tutmaktır. Performans değerlendirmeleri
geldiğinde, o yapmadıklarınızı sizin burnunuzdan fitil fitil
getireceğinden emin olabilirsiniz.
Bazı müdürler,
paniktirler. Üstlerinden en küçük bir söz işittiklerinde
paniklerini herkese yayarlar. Çoğu aslında panik felan değildir.
Yalnızca iş yapıyor görünmek için sessiz sinema dönemlerindeki
karakterler gibi hızlı hızlı konuşur ve hareket ederler.
Gerçekten panik olanlarsa çalışanlarında yalnızca öfke ve
acıma hisleri uyandırır.
Bazıları,
vicdansızdırlar. Eğer kendisini sizi harcayarak temize çıkaracaksa
gözünü bile kırpmaz. Hatta kendisini kurtarma durumu bile
gerekmeyebilir bunun için. Yalnızca kendi amirlerinin gözüne
girebilmek için bile herkesin gözü önünde size gider yapar.
-Ve bu da İgor... O, insanların çalışma zamanlarında çalıştıklarından emin olmaktan sorumlu!
Bazıları ego
sahibidirler. Onlarla aşık atmak tehlikeli ve yasaktır. Bazıları
birikimli, bazıları ise küt kafalı olurlar. Ama ortak
özellikleri, işten çok egolarını tatmin etme istekleridir. Zaten
bilirler ki, eğer egolarını tatmin ederlerse, eğer çalışanlarını
kendilerinden aşağı konumda bırakırlarsa her şey otomatik
olarak yürür.
Ama en tehlikelileri bu
kötüler değildir. Çünkü siz, oları nasıl idare edeceğinizi
ya da daha iyisi onlarla nasıl başa çıkacağıızı öğrenirseniz,
kuzu gibi olurlar. Hele hele de bu işi diğer çalışma
arkadaşlarınızla birlikte yaparsanız, sizi kimse tutamaz. Devrim
yapın demiyoruz. Bu sorundan muzdarip iş arkadaşlarınızla
kouşun, birlikte plan yapın diyoruz. Sırf sizi hedef alıyor
olamazlar ya. Bir şekilde, bir ara kasap döner sap döner, gün
gelir hesap döner. Onların da günü gelir.
Bunu onlara hatırlatın
ve güvendiğiniz arkadaşlarınızla kafa kafaya verin. Gününüzü,
ayınızı, yılınızı, savaşınızı planlayın. Hile yapın.
Tuzak kurun.
Sizce ahlaksızca mı bu
söylediklerimiz? Adamlar sizin üzerinize basarak yukarı
yükseliyorlar; size yapmadıklarını bırakmıyorlar. Ama size göre
bu söylediklerimiz, yani ezilenlerin kendilerini ezenlere karşı
birlik kurması ahlaksızca, öyle mi?
Peki hadi ahlaksızca
olsun. Bari, kendinizi ezdirmemek için birbirinizle dayanışın.
Birbirinizin açıklarını kapatın. Kolektif iş yapın.
Birbirinizi övün. Bir elin nesi var, iki elin sesi var, değil mi?
Ne o? Rekabet yüzünden
bunu yapamayacağınızı mı düşünüyorsunuz? Daha önce
denediniz ama hep satılan siz mi oldunuz? Gerçekten denediğinize
emin misiniz? Yoksa, denemiş gibi mi yaptınız? Bu soruyu kendi
kendize sormalısınız. Çünkü, aslında size çok yakın bir çok
insan var iş yerinizde. Hepsi birden satamaz ya. Mutlaka birileri
vardır. Arayın bulun ve kendi işyeri çetenizi kurun.
Müdürler, managerlar,
usta başları, adları ne olursa olsun, kapitalist hiyerarşide
yükselmiş tüm bireyler elbette bizim kazanmamız gereken insanlar.
Onlarda, iş anlamında, know-how anlamında gerçekten değerli
bilgiler var. Ama hep söylediğimiz gibi, iş ekmek parası olunca
en iyi müdürler bile celladınız oluverirler. “Altındakilerin
yarısını kov ve diğer yarısıyla aynı işleri yapmaya devam et.
Etmezsen kendine yeni iş ara!” diyen bir yönetim, en iyi müdürü
bile acımasız, açık kollayan birisi haline getirmeye yeter. Bunu
asla unutmamak gerekiyor.
O halde müdürleri “iyi”
insanlar haline getirmek, yetersiz. Onları yönetmeye çalışmak
yetersiz. Yalnızca kendi aramızda dayanışma yetersiz. Yalnızca
savaş için plan yapmak yetersiz. Yalnızca kendi hakkını
yedirmemeye, kendini ezdirmemeye çalışmak yetersiz. Biz
çalışanların aynı zamanda müdürlerin deneyimlerini
edinebilecek, o deneyimleri massedebilecek, içerebilecek
planlarımızın, çalışma şekillerimizin olması da gerek. Yani
hedefimiz yalnızca zayıf düşmüş çalışanları yan yana
getirmek olamaz.
Hedefimizi kapitalist
hiyerarşiyi yıkmak, işyerlerinde işin kontrolünün biz
çalışanlara geçmesini sağlamak, işyeri ortamını çalışanların
yöneteceği çok daha demokratik bir yere doğru sürüklemek üzere
genişletmemiz gerek. Bu olmadan gösterilecek her “dayanışma”,
verilecek her “mücadele”, elde edilecek her “kazanım” eksik
kalacak ve kolayca geri alınabilecek, iyi ama yetersiz ilerlemeler
olacaktır. Ama bir kez işyerimizi demokratikleşmeye başlarsak,
yani alınan kararlarda orada çalışanların da fikirlerinin
alınmasından başlayarak, tüm kontrolün bize geçmesine kadar
kapitalizmin bize dayattığı hiyerarşiyi yıkarsak işimiz çok
daha kolaylaşacak.
Fıkra geliyor: Vücuttaki organlar aralarında müdür seçmeye karar vermişler.Böbrek demiş:Ben olmasam vücuttan sıvı atamazsınız,akciğer demiş:ben olmasam nefes alamazsınız,mide demiş:ben olmasam yiyecekleri ufalayamazsınız,böyle böyle. Göt de demiş ki:ben en önemlisiyim,ben müdür olmalıyım. Diğerleri demiş: "Hadi ordan,seni mi müdür yapcaz!" Sonra göt kendini kısmış kapamış herşey içeride birikmiş vücut altüst olmuş,"tamam tamam" demiş bütün organlar göte, "sen müdür ol." VE bundan sonra bütün götler müdür olmuş!
YanıtlaSilya burda resmen müdürleri örgütleyin deniyor, işçilere söyle bakalım fabrikada işçileri örgütlemek için ustabaşlarını örgütlemek gerek önce diye sana gülerler... kesinlikle deneyimden yoksun hayalk dünyasında yazılmış bir yazı, come to reality , dostum!
YanıtlaSilOkuduğunu anlamamışsın adamım. Bir kez daha oku.
YanıtlaSil2. adsiz okudugunu anlamis.ama sacmalamis.kotu niyetli bunlar.bunlardan cok var.calistigi yerde degil sulalesinde ahkam keser bunlar.siz aldirmayin.
YanıtlaSilya sizi denemek için yapmıştım, ne söylediğini bilmeyen sizlersiniz! Müdürleri de örgütleyerek örgütlenebilirsin. Kural yoktur.Gerçekliğe göre pozisyon almak vardır. Bunu bile diyemediniz. Kim ahkam kesiyo acaba? Siz bize aldırmamaya devam edin , biz size aldırıyoruz , ne kadar saçmalanabilir limiti var mı merak ediyoruz.
YanıtlaSilAnlattıklarımızı saçmalık olarak görüyorsanız, kendi fikirlerinizi yazabilirsiniz. Biz de sizin fikirlerinizle dalga geçmenin keyfine bakarız. Ama bizi takip etmeye devam ederseniz, belki kendi işyerinizde bir şeyler yapmak için harekete geçebilirsiniz. Anlattıklarımızın biri bile kafanıza girse, kardır bizim için. Kolay gelsin.
YanıtlaSilya siz kim işyerinde çalışma yapmak kim. Önce bir çalışan olmayı öğrenin , iş yerinde çalıştığınız takım arkadaşlarınızı ezmeyin... önce çalışkan bir işçi olun , kimsenin sırtında yük olmayın sonra örgütlenirsiniz. Laf değil bu işler...
YanıtlaSilNe yazık ki çoğunluk laf solcusunun yaptığı gibi boş konuşuyorsunuz. Bizim kim olduğumuzu bilmiyorsunuz bile. Tartışmaya bir katkınız olacaksa devam edebilirsiniz. Aksi halde sizin de kendi işyerinde bir şeyler beceremeyip, sağda solda sert "solculuk" rolü keserek, ün yapmaya çalışan klasik AKP dönemi solcularından olduğunuzu düşüneceğiz. Belki de daha beteri.
YanıtlaSilSorun çok basit: Kendi işyerinizde örgütleniyor musunuz? Cevap evetse, buyrun deneyimleriniz yazın. Aksi halde size ulaşılıncaya kadar hareket etmeyin ve hattan ayrılmayın. Bir arkadaşımız belirli bir süre içinde sizinle bağlantıya geçecektir. Kolay gelsin.