11 Ağustos 2012 Cumartesi

Kölelik üzerine


Herkes köle gibi çalışmaktan şikayetçi.  Etraf,  ne amaçla yaptıklarını, kime&neye faydasının olacağını bilmedikleri bir ürünün üretilmesinde, ulaştırılmasında, pazarlamasında ya da satışında çalışarak geçimini sağlayan ama çalışmasının karşılığını hiçbir zaman alamayan insanlardan geçilmiyor. Durumundan memnun birkaç tatlı limoncu, koşulları haklı bulan biraz daha fazla sayıda şuursuz ve daha çok çaresizliği öğrenmiş bir bezginler ordusu var. Bir şeylerin yapılması gerektiğini düşünenler de var; iş saatleri dışında günün geri kalan 1-2 saatinde harcadıkları zaman, enerji ve inançla çözüm üretmeye çalışıyorlar. Part-time devrimcilik yapmalarına rağmen bu çalışmalara tamamen yanlış diyemeyiz, ancak bu zamana kadar koşullarımızda bir değişim yaratmadığı da aşikar. Hatta tersine bir hareket söz konusu; kazanımlarımız artmıyor, her yıl var olandan, hazır olandan biraz daha yiyoruz.

Robot Maria, Metropolis (1927)
18. yy'da gerçekleşen sanayi devriminden bu yana kademeli olarak dişleri arasına girdiğimiz kapitalist sistem içinde, ne ürettiğimizi, ürettiğimizin kime&neye faydasının olacağını bilmeden çalışıyoruz. İşimize kayıtsızlaştırıldık. Yükselen fabrikaların gölgesi altında ellerimiz ile kafamızın arasına karmaşık iş akış sistemleri, hiyerarşi zincirleri girdi. Ve bu akış içinde hayal gücünden yoksun bırakıldık, kaybolduk, buyrulanı yapan birer insan otomatlara dönüştük. 

Hayal  gücünden yoksun, yaratımdan uzak, işimize kayıtsız, makineleşmiş ruhumuzla şuursuzca çalıştığımız her geçen gün bizler birer köleyiz. Çünkü kölelikte işi sahiplenme, ona kendinden bir şeyler katma söz konusu değildir. Ne az, ne de çok; köle buyrulan kadar çalışandır, itaat-onay mekanizmasıyla hareket eden canlı bir otomattır. (1) 


Bazılarımız sisteme karşı durmak için çalışmaktan kaçarak ya da işe kendinden bir şeyler katmadan, salla başı al maaşı mantığında çalışarak pasif agresif bir tutum içine giriyor. Çalışmayarak sistemi yıkacağını sanan bu arkadaşlar bilmeliler ki, pasif agresif davranışlar bizleri sadece daha iyi birer köle haline getirir. Makineleşmiş ellerimizle, yaratımdan uzak kalmış ruhumuzla, gösterileştirilmiş, estetikleştirilmiş tüm varlığımızla sadece buyrulanı yaptığımız, buyrulmadığı zaman yan gelip yattığımız sürece, yönetilmek için tasarlanmış otomatlara dönüşmekten kurtulamayacağımızın artık kabul edilmesi gerekiyor.


Herkes halihazırda ağır şartlarda çalışıyorken onlara daha çok çalışın, çalışmaktan kaçmayın demek absürt bir söylem olarak algılanabilir, farkındayız. Kolektif bir yönetim içinde gerçekleşen bir işin zamanında bitmesi için çok çalışmanın gerektiği gerçeği bir yana, burada, 'çok çalışmak' ile 'doğru çalışmak için çok çalışmak' arasındaki ayrıma dikkat çekmek gerekiyor. İş akışını yönetimimiz altına almadığımız her geçen gün sürekli, çok ve dengesiz çalışmaya devam edeceğiz. Doğru çalışmak, işin bütününe hakim olmak ve kolektif çalışmaktan geçiyor. Günümüzün esnek çalışma koşulları bizi her an değiştirilebilir bir makine parçası konumuna getiriyorken, işimize sahip çıkmamız ve onun yönetimini artık müdürlerin elinden almamız hiç olmadığı kadar acil bir zorunluluk  olarak ortaya çıkıyor.


Doğru çalışmak için iş yerlerimizde kolektif, dinamik bir çalışma sistemi oluşturmamız gerekiyor. Bu şekilde iş ne kadar parçalı olursa olsun, bir müdürün hiyerarşi gölgesi altında kalmadan, yalnızca çalışanların iradesiyle ve onların üretme gücü kontrolünde ilerleyebilir. Yönetilmek için tasarlanmış otomatlara dönüşmememiz için, iş yerlerimizde Richard Sennett'ın dediği gibi "biz" duygusunu verebilecek birer komüniter yapılar/cemaat'ler yaratmamız gerekiyor. Ve aynı zamanda, yarattığımız bu ağ içinde kolektif çalışmaya başlamamız da acil bir gereklilik.

-------------------------------------------------------------------------------------
1) Otomat ilkel robottur. Robot kelimesi (Robota) ilk olarak Slav dillerinde kullanıldı. "Angarya", "ağır iş" veya "kölelik" anlamına geliyor ve Almancadaki Arbeiter (işçi) ile aynı kökene aittir. Aynı şekilde Rusçada  ortak kelime kökeninden gelen Raboçiy kelimesi "işçi" demektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder